19 Haziran 2015 Cuma

Türcülük ve Sokak Hayvanları

Bu hayvansever geçinen insanları anlamak zor.

Bir köpek yavruluyor sokakta , yaşama hakkı diyorlar 5 yavruya birden bakıyorlar. 5 i de büyüyor öyle ya da böyle. hadi en olmadı 2 sine araba çarpıyor diyelim. 3'ü kalıyor , sonra tekrar çiftleştir ,devam..... Yani nasıl anlayamıyorsunuz bu durumları gerçekten garip. Bütün köpeklere bakarsak sizi ancak o zaman tamamen mutlu edebiliriz. Durum öyle olsa her yer köpek olur , bizden çok olurlar.

Göremiyor musunuz? çığ gibi büyüyor bu iş. Her yer kedi köpek , benim kedilerle bir sorunum yok , çünkü bir kedinin bir insanı parçalaması imkansız. ama bi köpek sizi siker atar , bi köşeye bırakır ; ananız babanız da parçalanmış cesedinizi gömer. Örnekleri vardır araştırınız efenim.

Böyle bi bok yolu yok. Ucu boklu değnek ama hala boklu ucundan tutmaya devam ediyorsunuz.

Bu köpekler bizim yüzümüzden sokaktalar evet!! biz bıraktık onları sokağa bu mal türk milleti olarak. Sorumsuzluk ettik , bırakanların suçu.

Fakat şu an çözüme yoğunlaşmalıyız , nedir çözüm , hemen anlatayım:

Organize olmuş bir şekilde hayvanlar fişlenip kısırlaştırılır , bu da son nesil köpek jenerasyonu olur.

Belki de büyük bütçe gerektiren bir iş ama bu sorun gerçekten kartopu gibi artarak büyüyor.

Gerçekten akla mantığa davet ediyorum sizi : hepsine bakabilecek miyiz? 70 milyon tane de köpek olsa türkiyede hepsini besleyecekmiyiz? 1 köpek 5 tane doğurunca neden 5 ini de yaşatmaya çalışıyoruz bu normalmi ? biz insanız doğadan soyutlandık herşey kontrolümüz altında , peki bu hayvanların hepsini yaşatarak doğaya karşı çıkmıyormuyuz?

Bunlar önemsiz konular, hadi bunları kabul etmiyorsunuz, bir de şunlara bakalım;

Bu hayvanların gurup halde gezdiği zamanlara hiç denk geldiniz mi ? sizden kan alabilirlermi alamazlarmı ? Hiç herhangi bi hayvan sizi kovaladı mı ? ısırıldınız mı ? bu hayvanların açken ve gurupken ne yapabileceklerini gördünüz mü ?

Hadi diyelim hepsi el bebek gül bebek dost canlısı hayvanlar, bir de şu yönden bakalım ;

Hiç arabayla bir köpeğe çarptınız mı ? Çarptıysanız, kaç km hızla giderken çarptınız ? Yüksek hızlarda o araba ile köpeğe çarptığınızdan dolayı kaza yapabilme ihtimaliniz ne kadar acaba ?

Bir gün motosikletle didime gidiyordum , zaten moralim bozuktu bu yüzden çok yavaş gidiyordum, gerçekten sıkılmıştım. Şehrin içlerine doğru giderken karşıdan karşıya geçmek isteyen bir köpek gördüm ve köpek dalgın bir şekilde bana odaklanmıştı. Hayvan sonuçta , ben de yol vereyim diye yavaşladım durdum , çünkü köpeği ezme ihtimalim vardı hızlarımızı karşılaştırınca. Herkes ben değil ; hıyarın teki çarptı köpeğe arabasıyla , herkes dondu bi anda , köpekte acıdan inliyordu resmen.Benim de içim parçalandı , yapabileceğim hiçbirşey yok diye düşündüm (motorla ne yapabilirim zaten ölmek üzere hayvan diye) ve gittim. Hiç unutmam o günü hala dün gibi aklımda.

Emin olun ben de çok seviyorum canlıları, fakat şehir onlara göre değil. Şehir insanlar içindir. Köpekler de çok güzel hayvanlar. Sahiplilerse herşeyin yolunda olacağından eminim. beni burada ( lizbonda ) köpek kovaladı paten kayarken düştüm ellerimda hala yara izleri var. Fakat bu köpeğin suçu değildi sahibinin suçuydu. Tasmasız olmamalıydı.

Kediler de aynı şekilde ; bi keresinde yanımda kız arkadaşım arabayla gidiyoruz, yolda yaralı bir kedi , kimse de inip ne olmuş hayvana diye bakmıyor, bir gittim hayvan yaralı , aldık arabaya veteriner veteriner dolaşıyoruz hepsi de kapalı gecenin bir saati , sonunda bulduk biryer götürdük. Ertesi sabah öldüğünü söylediler. Böyle üzüntü yok. Çok lanet duygular elinde canlı ölüyor.

Biz insanız onlar hayvan, Kedi ve köpeklere insan duygusu yüklemeyelim. onlar hareketlerini tamamen koşullu yaparlar eski tecrübelerine göre değerlendirirler konuyu. Eğer bir sokak köpeğine 1 kişi kötü davrandıysa ondan sonra insanlarla barışık olamaz o köpek. Evet köpeklerin sevgisi sadakati vardır ama sahibiyle kendi arasındadır sadece. Köpekler şehirler için fazla riskli , onlara da bize de. Kediler riskli değil tabiiki ama şehirde kedi olması da normal birşey değil.

Keşke hep beraber bilinçlensek , sokağa hayvan atmasak , bakamayacağımız hayvanı almasak. Ama olmuş bir bok , yapılmış artık bu hıyarlık. Hep beraber akılda , fikirde , mantıkta buluşalım ve bu sokak hayvanlarını kısırlaştıralım kontrollü bir şekilde 0 a doğru azaltalım, evcil hayvanlara kimlik verelim. sokağa atılırsa ceza verelim sahibine. Çözüme hep beraber gidelim.

Doğrusu bu... Yoksa kartopu büyüyor günden güne.

12 Haziran 2015 Cuma

23 Yıllık Hayata 5 Ay Mola

Hayatımda hiç hissetmediğim duygular içerisindeyim. Ömrümün tamamı Ankara'da geçmişti Erasmus'tan önce. Hiç ayrılmamıştım Ankara'dan bu kadar uzun süreli. Ve şimdi dönüş hazırlıklarına yavaş yavaş başlıyorum ; ufaktan toparlanıyorum. Her sabah uyandığımda içim buruk
; sanki 5 ay önce yeniden doğmuşum , hayat bitecek birkaç hafta sonra, burayı terkettiğimde.

İlk zamanlar hiç bilmiyordum böyle hissedeceğimi , farkında değildim pek olayın. 4 buçuk ay sonra farkettim ki ben buraya alışmışım az çok.Düzenimi kurmuşum.

Şu aralar sabahları uyanamıyorum içim bir kötü oluyor, neden bilmiyorum. Burada yıprandım biraz temizlik, yeni ilişkiler, yeni insanlar, yeni arkadaşlar derken. Gerçekten inanılmaz bir tecrübeymiş, ne kattığını anlatamam çünkü daha önce hiç hissetmediğim hiç tatmadığım hiç denemediğim duyguları yaşattı bana burası. Er ya da geç döneceğimi biliyordum tabii ki , fakat, her ayrılık erken olurmuş.

Herşeyimin kıymetini anladım. Memleketin , alışılan düzenin , alışılan dostların , alışılan yemeklerin , ananın , babanın , ailenin akrabaların. Burada herşey geçiciydi, kalıcı olan şeylerin kıymetini anladım ; hani olur ya birşey hergün sizdeyse kıymetini pek bilmezsiniz , işte o varlıklar için hergün şükretmek, hergün onları sevmek gerektiğini anladım.

Üzüntüden karnım ağrıyor, sürekli ağzımdaki etleri ısırıyorum son günlerde. Gerçekten neden hiç bilmiyorum. İlginç birşey yok , bura öyle heryerden şarapların aktığı , güneşin hiç batmadığı herkesin aşık olduğu bir cennet değil. Ev havuzlu triplex değil. Altımda ne motor ne araba var. ama alıştığın yerden vazgeçmek insanı yıkıyormuş gerçekten.

Gelirken de uçakta gözlerim dolmuştu, o his daha farklıydı. Bu his bambaşka, iyi ki bizim bölümdeki diğer hıyarlar yazmamış ta erasmus ben gittim ehe ehe.

Dönünce daha azimli daha hırslı daha çalışkan olmak en büyük temennim.Daha çok uğraşacağım; zamanı , elimdeki imkanları daha iyi değerlendirmeye çalışacağım. Elimden gelenin en iyisini deneyeceğim.Ayrıca; bol bol şükredeceğim sahip olduğum herşeye , tanıdığım insanlara, aileme, beni sevenlere... bol bol mutlu etmek istiyorum onları.

Neyse, hiç fotoğraf koyamadım , duyguların fotoğrafı olmuyor. Aklımdaki dönüş yazısı kesinlikle bu değildi. Videolu fotolu eğlenceli bir yazı yazmayı planlıyordum birsürü fotoğraf video çektim. Farkettim ki öyle bir yazı yazacak hislere sahip değilim şu an.

Her duyguyu tatmalı insan kısa ömründe, sizin de bu duyguları tatmanızı isterdim. Malesef birçoğunuz için çok geç.

birkaç hafta sonra müthiş bir yazıyla ve enerji dolu olarak tekrar görüşeceğiz sizinle.

Öpüldünüz.