23 Ocak 2015 Cuma

Buraya Nasıl Geldik Ya...






Stajdayken gidemeyeceğimi öğrenmiştim. neler hissettiğimi hatırlamaya çalışınca bi garip oluyor içim ; umutsuzluk kaplıyor içimi.

En baştan itibaren tam şu ana bakınca şöyle bi :

Lise sınavlarına hazırlanırken idealim olan Ankara Atatürk anadolu lisesine gitmeyi çok istiyordum. olmadı tabi... sevindim milli piyangonun tutmasına ama yinede tam olmadı.



Üniversite sınavına hazırlanırken hep ODTÜ istiyodum her ankaralı gibi. çalıştım çalıştım: ygsde umutlandım. Lysde çuvalladım Hacettepedeyim şimdi tam sevinemedim o günlerde. Tam içim rahat etmemişti. Tabi şu an düşünüyorum en güzeli olmuş, hacettepe dünyanın en güzel mekanı , evim gibi ; kendimi oraya ait hissedebiliyorum.

Babamın mezun olduğu bölümde okumak ise paha biçilemez bir duygu. Hastasıyız... Ne fazla kasıntı ne fazla lüks ne fazla pahalı, herşeyimiz tıkırında.

Çok arzu edilen hayaller fazla idealist olduğu için gerçekleşmeyebiliyor. Sonucunda da tam mutlu olamıyor insan hep birazcık eksik hissediyor.Normal böyle şeyler.

Bölüme başladığım zaman bir hayaldi erasmus falan benim için. Hokey başladı bitti. onun bitmesiyle benim hayatım farklılaştı şekillendi. gidişat daha bi stabil oldu. yolumu , önümü görebilir oldum.

ve gelmiştim yine idealist bir hayalime: bundan önceki sene 8 kişi gitmişti erasmusa portekize...bunu düşünüp düşünüp "3 ortalamayla giderim bence" deyip durdum kendi kendime.

sonrasında hibelerin azaldığını öğrendik , bu sebepten dolayı ben seçilememiştim. 2 kişi seçilmişti. ben 3. idim. çok içten bi hassiktir çektikten sonra devam ettim yaşamaya. sonuçta herkes gidemiyordu. benim kankim ilker gidiyordu ben burda kalıyordum. insan üzülüyor haliyle.

"aha gene gerçekleşmedi" dedim içimden birkaç kere.

günler geçti , gidebilecekler açıklandıktan sonra 1 ay geçti. o arada birşeyler oldu. adeta ufak çapta bi mucize oldu!!! allahım o günden beri çıldırıyorum!!! kafayı yedim resmen insan kankasıyla 5 aylık bi yurtdışı deneyimini nerde bulacak başka? gidebileceğim haberini aldım.

4 Şubatta portekizde lizbonda olmayı umut ediyorum şu an. insan iyi niyetli olursa şansı dönüyor , hayatın ; doğanın kanunu bu şekilde 



Bugün 24 ocak.

Bugün ; bu hafta ; bu ay ; bu dönem tam da buradaki "aynı" insanlardan uzaklaşımamın zamanı , bu dönem karmakarışık düğüm olmuş duygular beslediğim insanları uzakta bırakıp düğümü ; tıpkı bir puzzle gibi , kendi başıma saatlerce uğraşarak çözme zamanı... bu dönem: zaten 2 elin parmağını geçmeyen arkadaşlarımı özleyerek onları düşünerek bir şarap gibi dinlendirmenin zamanı. bu dönem bambaşka bir kültürün içinde benle tamamen aynı duyguları paylaşan kankamla yalnız kalma zamanı.

bu dönem çok istediğim bir hayalin tadını çıkarma zamanı.

düşünsenizde 5 ay herkesden uzaklaşacağız. müthiş bir duygu.


eminim ki , içimdeki o minicik karanlıkların hepsini aydınlatmış olarak döneceğim pürüzsüz çelişkisiz bir iç dünyam olacak !

zaten arkamda özleyeceğim çok az insan bırakıyorum içim rahat.





oradan yazacağım kesin. :*


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder