19 Aralık 2014 Cuma

Dünyayı Kurtaran AdamLAR

mızmız insanlar da diyebiliriz, herşeye nedir bu sitem ? bölümdeki bazi insanlardan (hep te aynı insanlar bunlar) sürekli şikayet duyuyorum ; bize eziyet ediyolar , bizim derslerden bunalıma girdim vs. gibi...

evet ben 1 sene uzattım anca bitcek, evet biraz zor da , ney abi sizin hayattan alıp veremediğiniz?

bazı insanlar hayatı bi provaymış gibi yaşıyorlar, sanki bittiğinde tekrar dünyaya gelcekmişiz gibi, halbuki hayat 1 tane , güzellikleri kaçırıyorlar. ellerinin ayaklarının tuttuğunun farkında değiller. daima bi atar, sitem halindeler.

 bunalma kelimesine ayrıca uyuzum , gerçekten bunalmadıkça kullanılmaması gereken çok ağır bi sözcük.insan çok söyleyince kendini bunalmış gibi hissediyor.


o kadar gereksiz kavgalar var ki etrafta : öyle saçma şeyler için kavga ediyolar ki... acırsınız görseniz. mutlu olmak için bu kadar sebep varken etrafımdaki hali vakti yerinde bunca insan niye mutsuz? gözleri görüyor kulakları işitiyor. bazı arkadaşlarım için gerçekten endişeliyim , etraflarındaki kendi yarattıkları stres hortumunda boğuluyorlar. bugün birini tamamen boğulmuş gördüm. kendisi için ne kadar iyi dileklerimi söylesemde hala aynı şeyleri söylüyordu bana.

genelde mutlu olmak haklı olmaktan daha önemlidir , herkes için böyledir normali: anlamadığım bi şekilde insanlar bazen haklı olmak için karşılarındakilerini kırıyorlar. o kadar önemsiz şeyler için ki. evet biliyorum hepimizin başına geliyor bazen kendimizi tutamıyoruz haklı olmak istiyoruz o sırada. benim de başıma geliyor. fakat tutmamız lazım kendimizi. haklı ama mutsuz oluruz; haklı ama dostsuz oluruz; haklı ama yalnız oluruz. o haklılıklar da o kadar gereksizdir ki. hemen unutulcak şeyler. arada bir zeytin dalı uzatmak en iyisidir. bize de iyi gelir diğerlerine de.

aynı bokları ben de yiyorum , elimden geldiğince farkında olmaya çalışıyorum.

motosiklet jargonunda bi laf var  "haklı ama ölü olursunuz ve hiçbir işinize yaramaz"

not : kimseyle zorla arkadaş olmayın , biri sizi yargılıyorsa küçümsüyorsa siktirsin gitsin. cevap bile vermeyin; değmez. burası öyle biyer ki , şu güzel okulda mutsuz olmayı becerebilen insanlarla dolu. kendilerine eziyet eden bu insanlar size de eziyet etmesinler . bırakın birbirlerini yesinler. zaten azcık sıyırmışlar.

iyi geceler

14 Aralık 2014 Pazar

uykusuzum

Tv, bilg , ekranlar , alışkanlıklar.

hergün "artık bugün erken yatayım" demeceler; aynı günün gecesi 4 e kadar gıygıy yapmacalar oyalanmacalar.

yorgun bir beyin, yorgun olmayan dinç bir vücut.

zamanında kalkılmadığı için yapılamayan işler , boşa harcanan güneşli güzel günler.



1 aydır iyice bozdum kendimi , gecelerin adamı oldum. berbat bişey, herkes derse giriyo çıkıyo, sen yataktasın daha, gece desen daha kötü... hele hele o saat 7-14 arası uyumaya çalışmaca var ya ; heryer ışık heryer ses. mallık resmen. bugün bitiriyorum bu işi ve şu an kitabımı açıp uyumaya çalışıyorum.

hepinize iyi geceler bol güneşli günler.

28 Kasım 2014 Cuma

sıkıldınız mı?

bi adam var serdar kılıç ismi , doğadaki insan adlı programı yapan eleman ;


Geçen denk geldim çok gizel bişey dedi kendisi, baya hak verdim : "sıkılmak ; modern dünyanın insana getirmiş olduğu yapay bir his..."

bunun gibi birşey dedi.

benim en sıkıldığım zamanlar yaz aylarıdır. hep boktan geçer benim yazlarım.

hiçbirşey yapmadığımdan sıkılıyorum heralde...

bugünlerdes sınavlarım bitti "oh ne rahat" demeye kalmadan bunalmaya başladım. hergün tablette oyun oynayıp 12 saat uyudum hiç hoş olmadı. daha yeni yeni farkettim ki 'sıkılmışım'.

eve gittiğimde yeni şeyler yapmaya çalışıyorum. televizyondan uzak durmak en önemlisiymiş. öyle birşey ki bu meret bize hiçbirşey katmadan bizi kendisine bağlayabiliyor.

sıkılan adama direk yönelik bi icat bile var : puzzle !!! insanlara pek birşey katmıyor sadece meşkale oluyor insanlara.

sizde sıkılıyorsanız evde yapacak birşeyler bulun kesinlikle, boş durup internette ilan bakmakla ya da o alışveriş sitelerinde dolanmakla vakit harcamayın facebooku hic katmıyorum bile.

bugünde sıkıntıdan bloğumu yazdım, yakında bu yazıya sıkıntıdan yaptığım güzel bi video eklicem. süpriz olsun.

:*


12 Kasım 2014 Çarşamba

DieCast

her şey 1.18 ölçek yzf r1 le başladı, 1 tanecik vardı. arkadaşa hediye ettim sonra pişman oldum...

aradan aylar geçti. bir oyuncak mağazasında birkaç tane model gördüm alayım dedim. aksesuar olur odama dedim. böyle olacağını düşünemedim hiç.

şimdi 38 tane motosikletim var , kullanmalık değil bakmalık.

Moto GP serisi:

Ducati Desmosedici:



Honda Repsol Team RCV 213


Yamaha Fiat Team YZF M1:


Honda Gresini Team :



Naked Serisi
Kawasaki Z1000 :



Ducati Streetfighter:


Ducati Sport 1000:


KTM 690 Duke :


Triumph Speed Triple :


Ducati Hypermotard:


MV Agusta brutale 1090:


Cross Serisi
Ktm 525 exc:



Suzuki RMZ 250:



Tek Adventure Motorum : BMW F650 GS



Cruiserlar
Yamaha RoadStar:



Honda Magma Fifty:


BMW R1200 C


Touringler:

BMW R1200 CL:


BMW R1100 RT:


Sport Touringler

BMW K1200 S :



Triumph TT600:


Ducati ST4 S:



SuperSportlar ve "Racing Vari" motorlar:



Yamaha YZF R6:


KTM 1190 RC:


Aprillia RSV 1000 :


MV Agusta F4:


BMW HP2:


Honda CBR 1000:


Suzuki GSXR 1000:


Ducati 1098 Panigale:



Ducati 999s:


Kawasaki ZX - 14 R :



Ducati (valla modelini hatırlayamadım eski bişey işte :D ) edit : Ducati Supersport 1000 imiş


Cagiva Mito 125 :


Ducati 748s :



Honda NR :



Ducati 998 R :



Bu da Genel Görünüş :


Koskoca kitaplığı boşalttım , kitaplar sıkış tepiş duruyor başka biyerde , bunları koydum. iyi de ettim. günde 15 dk inceliyorum en az.

İlk zamanlar her gördüğüme atlıyodum hemen alıyodum. şimdi daha seçiciyim. eskiden öyle yaptığım için çok eski modeller de mevcut bende şu an.
:

biraz masraflı bi iş taksit taksit yapmak lazım. ben seviyorum her gün bunları incelemeyi. bir çoğunu 3 aşağı 5 yukarı bildiğimden hepsi anlamlı geliyor bana. 

umarım hepsinin gerçek hallerini kullanabilirim gün be gün.

hoşçakalın





7 Kasım 2014 Cuma

İnişler Çıkışlar

Hayat stabil olsa , hiç üzülmesek mesela... Hiç üzülmesek , mutlu olmanın bi anlamı kalır mıydı?

Her gece direk uykuya dalabilsek mesela... Her gece mutlu yatağa girsek huzurlu yatağa girsek, yorgun bir günün sonunda mışıl mışıl uyuyabilmemin bi anlamı kalır mıydı?

Hiç çişimiz gelmese mesela... işemenin bi anlamı kalır mıydı?













aesgrraeğharohgğare şaka lan şaka :D


benim hayatım her yaz bi garip oluyo, anlaşılmaz talihsizlikler geliyo başıma , sonra ekime doğru bi patlama yaşıyorum acayip iyi oluyo herşey , yaza yaklaştıkca yine saçmalıyo kendisi.

bi türlü anlayamadım bu durumu , hiç de düzeltemedim. haziran oldu mu bi tırmanmya calısıyorum düşüyorum çabalıyorum yırtınıyorum , düşe kalka geçiyo ekime kadar.

şu ara bi çıkıştayım gibi hissediyorum , herkese bi sevgi patlaması , vicdanım rahat , kendimden memnunum derslerden memnunum , gidişhattan memnunum , herşey iyi geliyo bana bu ara.

herşeyin berbat olduğu zamanları da hatırlıyorum. o zamanları hiç unutmam, o günlere dönmediğime hep şükrederim. dersler çıkarmaya çalışıyorum geçmişten.kimlere yanlış yaptığımı , utandığım olayları unutmuyorum. hepsi aklımda.

yaşamak borsa gibi , dibi de görebilirsiniz yükselişe de geçebilirsiniz. dışarıdaki olaylardan etkilenirsiniz, eğer ekonominiz sağlamsa kriz sizi teğet gecer ;) . fakat ekonominiz kırılgan , zayıfsa (ekonominin küçüklüğüyle alakası yok) o kriz size katlanarak gelir işte.




ruhumuzun da bi imf si var aslında , borç verip te sizi kısa süreliğine çıkartıp sonra yerin dibine sokan...

ne bu ??

Abi antidepresan diye bişey var , okuldakilerin yarısı kullanıyo resmen.





ve ulaşılması o kadar kolay ki , kolaya kaçan her psikolog veriyo antidepresanı heralde.

anahtar nokta şu:
birinin üzülmesi gerekiyorsa üzülmelidir arkadaşlar, kim neye ne kadar üzülür bilemem; her acının boyutu var tabi , insanların yakınlarının vefat etmesi ya da sakat kalmak  ya da ciddi hastalıklar ; bunlar anlattığımdan çok farklı durumlar. ben yaşamadım hiçbirini , bu yüzden bilemiyorum.

bunların dışındaki gündelik hayattaki durumlarda üzülmeniz gerektiği için üzülüyosunuzdur. üzüldüğümüz zamanları hatırlayarak ders çıkarıcaz hayattan. sınavlar kötü geçtiyse daha çok çalışarak , hastaysak kendimize iyi bakarak, sevdiğimizden uzaktaysak diğer sevdiklerimizi üzmeyerek içimizdeki krizden güçlenerek çıkıcaz. zirveyi hep daha çok zorlayacağız böylece , güzel günlerimize daha çok şükredeceğiz. güneşli günlerin keyfini beytepenin kasım ayazını düşünerek çıkaracağız.

antidepresanla, ilaçla, facebookla, boşvermişlikle, dersleri salarak olmaz. iyice batarız iflas oluruz. çıkışımız çok zor olur. hele bu tür durumlarda antidepresan kullanırsak , normalde üzülmemiz gereken şeylere üzülmeyiz kişiliğimiz değişir hassaslaşırız ,aynı zamanda kırıcı oluruz. normal insanlarla geçinemeyiz.

birsürü insan tanıdım antidepresan kullanan , hepsi acayip inişli çıkışlıydı. 2 günde aşırı seveninden tut da , bi gıcık olunca dünyanın en iğrenç intikamını alanından, kendini kütüpe derse kapatıp konuşmayı unutanından.... birçok kişi gördüm. hepsi süper insanlardır eminim , ne yazık ki kullanmışlar o zımbırtıdan ve aslında onlara ait olan özellikleri kazanmışlar. en çok ta kendileri kandırmışlar: mutlu olarak.

peki ne zaman üzülüyoruz ki?

ben en çok pişman olacağım şeyleri yapınca üzülüyorum, birini kırınca üzünce üzülüyorum ,utanıyorum. utanacağım davranışları yapınca vicdanım sızlıyor mesela. hayatımda birkaç kişiden gerçekten hoşlanmıştım. mesela onlara yaptığım yanlış davranışlar hep vicdanımı sızlatmıştır. ders alarak artık daha ince biri olmaya çalışıyorum.

anneme yaptığım yanlış davranışlar da çok üzer beni. neyse ki o hep affeder.

trafikteki gereksiz kornalar küfürler çok pişman etmiştir beni hep.

günlük hayattaki fevri kaba çıkışlarım....

beni en çok etkileyen şey vicdanımın sızlaması olur. vicdanım rahatsa , üzülsem de olanlar için ; o üzüntü çok zorlamaz beni hemen geçer.

ama vicdanım rahat değilse , başlar uykusuz geceler. eğer vicdan yapmadığınız birşey yüzündense , mesela ders ya da iş gibi telafi edilebilir gibi bi durumsa : kolay çözümü, ertesi sabahtan itibaren köpek gibi çalışırsınız olur biter.

ya yaptığınız birşey yüzündense ? dememeniz gereken birşey dediyseniz? üstelikte hatalıysanız? bir de karşıdaki çok değerliyse?

işte o zaman sıçtınız, dibe vuracaksınız demektir.

ben hayatımda birkaç kez dibe vurmuşum gibi hissettim hep te daha hırslanarak çıktım o dipten , daha da yükseldim daha iyi hissettim.

bunun için ruhunuzun güçlü olması lazım.

bunun içinde iyi bir aile , sizi seven birileri lazım.

eger ruhunuz çok zayıfsa güçlendirmenin yolları var bence.

ben en çok sporu severim, diplerdeyken spor iyi geliyor baya.o incecik kollarımla göğüs basarken birilerini düşünürüm daha da hırslanırım. mutluysam zor gelir spor.

hokey çok iyi gelmişti bana zamanında , paten kaymak ta , fakat bir yere kadar, gerçek hayat için gerçekten çalışmak lazım.

hepimiz dipten güçlenerek çıkarız umarım.



okumayın bu yazıyı bok gibi oldu ya heralde

24 Ekim 2014 Cuma

Vay Arkadaş


Sınavlar başlıyor , artık çok yazamam, derslere konsantre olmaya çalışıyorum sadece. Bu dersler , okul çok başka bir yerden bize birsürü şey katıyor aslına bakarsanız:

Birsürü iletişim etkileşim ve arkadaşlık...

her 7 senede bir arkadaşlarımızın yarısını kaybederiz ve o yarısı yerine yenileri gelir , arkadaşlık bir devirdaimdır. Hep değişir o kişiler bulunduğunuz konuma , yere göre.

mesela bi ilker talat can kutlucan var ( şu an gömüyorum onu ) bizim bölümde kendisi, okula gelmezse hiç görüşmeyiz biz bunla , biz bu herifle ilkokulda dershanede bi de lisede dershanede aynı sınıftaydık; hep ortak yönlerimiz bizi bir araya getirdi: ders olsun motor olsun okul olsun, bunlar hep bizi birleştirdi ve malesef ki biz okul bitince yine pek görüşmeyiz. bu herifle aramız gayet iyi, kimseye de sitem etmiyorum; belki de ben malım millet zor katlanıyor bana bilemiyorum.

iyice ifşa edeyim :





bu işler böyle , ortak yön kalmayınca ortak yer kalmayınca kimse kimseyle görüşmüyor malesef.

bi arkadaşım vardı kız , yemek yemeye falan giderdik okulda , bol bol sinemaya giderdik , vakit gecirirdik caydır kahvedir kütüpte takılırdık. daha sonra o mezun oldu evlenecek oldu sözlendi gitti. artık onla da -telefonla bile- görüşmüyoruz iletişim kurmuyoruz. ahh o günler dedirtiyor bana kendisi. (sansür)



Şimdi kim bilir kimlere öğretmenlik yapıyor. Arkadaşımıza burdan başarılar dileyip selamlarımızı gönderiyoruz.

Mesela bizim bölümdekiler , dersler itibariyle sürekli beraberiz keratalarla , sağolsunlar bende emekleri çok, onların sayesinde birçok dersi geçtim çok yardımcı oldular. ben de elimden geleni yaptım onlar için hepsi süper adamlar. fakat okul birgün bitecek, çok meraktayım acaba görüşecekmiyiz onlarla yollar ayrıldığında...























Görücez bakalım nasıl olacak...

Sizin de varmı yıllardır görüşüp kopmadığınız arkadaşınız ? yıllardır bütün samimiyetinizi gösterdiğiniz dostunuz? ama az değil böyle 8 senedir falan? benim yok açıkçası öyle uzun dönemli kendimi yanında rahat hissettiğim kankama... aaa bi tane var onla da arada sırada görüşürüz ; unutturdu kendisini, fantastik değişik bir insan, içinde iyi biri var onun.
..... ama fotosunu bulamadım ;(

kimi çoğu hayırsızdır pek aramazlar eğer siz de aramazsanız... bazıları öyle değildir sık sık görüşelim takılalım bişeyler yapalım vs derler. işte onlar sizden çok farklı olsada görüşürsünüz sık sık; eğer siz de hayırlıysanız....

























bazen aylarca aramayıp sormayıp sonra dönen arkadaşlar olur, hani herkesin lise tayfası vardır ya , o yok bende , sadece bi kişi kaldı valla :)





Bazıları da çeker gider başka diyarlarda yeni yollara saparlar aniden. belki de siz ikna etmişsinizdir gitmesi için.... işte bazen bazı insanların gitmesi aranızdaki bağı daha da güçlendirir , onu daha yakında hissedersiniz.




arkadaşın arkadaşı , seninde arkadaşın olabilir.işte o; seni o arkadaki çimlere gömen eski sevgiliye duyduğun siniri paylaştığın kişidir




hepsiyle yıllarca görüşmek isterim , bütün arkadaşlarımı olabildiğince çok sevmeye çalıştım. fakat kimisi kıymet bilmiyor, bir kısmı sana hakaret ediyor kendisini çok birşey sanıyor seni küçümsüyor. kimisi çok değişiyor cin olmadan adam çarpmaya kalkıyor. biz ise napıyoruz bu sırada? o arkadaşlığı kurtarmaya çalışıyoruz. YANLIŞ. çok yanlış. bir arkadaşlık bitiyorsa bitmeli. muhtemelen sizi küçümseyen horgören kendini beğenen kişi kendi iç dünyasıyla , o kalbindeki insanla barışık değildir. siz ne olursanız olun kendi benliğinizden ödün vermeyin. çocuksu biriyseniz o çocukluktan vazgeçmeyin mesela. tabi o çocukça tavırları dizginleyebilirsiniz. ama kimse sizden olgun olmanızı beklemiyor. dürüst ve iyi insanlar sizin sadece dürüst olmanızı beklerler.

Chesterfield ekibinde çalışmak üzere mas danışmanlık diye bir firma beni bulmuştu. aradılar ; a2 ehliyet istiyolarmış. okey dedim görüşmeye gittim. 42 kişiyi eleyip beni seçmişler. nasıl sevinmiştim anlatamam. çok istiyordum o işi , çünkü o zamanlar yukarda bahsettiğim sevgilimden yeni ayrılmıştım. 4 kişi olacaktık. içimden sürekli "ne olabilir ki 4 arkadaş 10 numara takılırız" diye düşünüyodum.

hiç öyle olmadı arkadaşlar. o kadar farklı insanlar var ki , o kadar acayiplerdi ki. bu acayiplik benim kıllığımla ekstra reaksiyona giriyordu. enerjimiz bitiyordu. etrafındakilere o kadar yüksekten bakıyorlardı anlatamam sizlere... o tipleri bilirsiniz , hani lisenin kuul çocukları sanırlar kendilerini artis gezerler hep ama hepsi samimiyetsizdirler. insanları gömmeye yer ararlar. ben de öyle mücadeleci biri değilimdir, son günlerde bırakmıştım mücadeleyi , az takılmaya çalışıyordum onlarla. çok farklıydık çünkü. fakat bu bile battı onlara " niye bizle takılmıyorsun tek takılıyorsun" diye trip attılar bana. aslında ne takılacam siz gibilerle olurdu cevabım , fakat diyemiyosun , iş işte.


Denginiz olmayanlarla takılmayın arkadaşlar. ben gibi boka batarsınız. denk derken : insanlık açısından denk diyorum.



o kız ne huysuzdu arkada bee arkamda oturan, elimden geldiğince iyi niyetli hassas davrandım ama hep suratsız hep uyuzdu.işte chester ekibinde arabalarımız buydu.


kısacası , siz değişen insanlara ayak uydurmaya çalışmayın, bırakınız gitsinler kendi yollarına. ben burdaki dostlarımın sayısının 10 katı kadar kişiyle kavgaettim. kendi açımdan bakınca hepsi samimiyetsiz ve duvarlarını kalınlarştıran insanlara dönüş
üyorlardı. eminim onlardan çok daha iyilerini bulacaksınız. aradığımız şey samimiyet olmalı. insanların duvarları ince olmalı. kısa sürede insanların kalbine inebiliyorsanız ne mutlu size. unutmayın mühim olan sizin mutluluğunuz , arkadaşınız diye sizi kırmalarına izin vermeyin.samimiyeti elden bırakmayın , asla ama asla kendinize yabancılaşmayın, kendimiz olalım. başkasına benzemeye çalışmayalım. işte kendimizle barışık olup özümüzü bulursak gerçek arkadaşlara gerçek anılara sahip oluruz. hepimiz için böyle. emin olun etrafınızdaki bir çok ilişki yalan üzerine kurulu.

insanların kendilerine söyledikleri yalanlar üzerine kurulu.

eminim ki hepimizin birçok dostu olacak,

bizi düşünenleri unutmayalım biz de onları düşünelim.

iyi geceler :)